MİYOKARDİT(KALP KASI İLTİHAPLANMASI)
Miyokardit; kalp kası dokusunun iltihaplanmasıdır. Kas dokusu hasarı sonrası kalpte fonksiyon bozukluğu ve kalp yetmezliği gelişebilir. İltihap ortadan kalktığında kalp kası ciddi şekilde hasar görebilir. Bu, zayıflamış, genişlemiş bir kalbe neden olabilir. Buna “dilate kardiyomiyopati” denir. Çocuklarda dilate kardiyomiyopatinin (DKMP) en sık nedeni geçirilmiş miyokardittir. Çoğunlukla bir virüsten kaynaklanır, ancak aynı zamanda bakteri, mantar ve hatta bazı kimyasallardan da kaynaklanabilir. Otoimmün hastalıklar, toksinler ve hipersensitivite reaksiyonlarına bağlı da miyokardit gelişebilir. En sık sebebi virüse bağlı enfeksiyonlardır. Enterovirüsler (Koksaki B), ekovirüs, poliovirüs ve adenovirüsler ilk sıralarda yer alırken parvavirüs B19, influenza, hepatit C, sitomegalovirüs (CMV), Epstein-Barr virüs (EBV), insan herpes virüs 6 (HHV-6) ve coronavirüsler de miyokardite sebep olmaktadır. Kuzey Amerika ve batı Avrupa’da 1990’lı yıllara kadar enterovirüsler (Koksaki B virüs) en sık etken iken , günümüzde parvavirüs B-19 ve HHV-6 en sık tespit edilen ajanlardır. Klinik bulgular, laboratuvar bulguları ile tesadüfen tespit edilen semptomsuz hastalardan, kardiyojenik şok ve ani ölümle başvuran hastalara kadar oldukça değişken bir seyir gösterdiği için her miyokardit hastası tanı almayabilir ve bu nedenle gerçek sıklığı bilinmemektedir. Dünya sağlık örgütü (DSÖ) enterovirüs enfeksiynolarında miyokarditi içeren kardiyovasküler komplikasyonların oranını %1 ‘in altında, adenovirüs enfeksyonlarında %7, Koksaki B virüs enfeksiyonlarında ise %4 olarak bildirmektedir. Viral bir enfeksiyon sonrası belirtisiz vakalar olabileceği gibi kalp yetmezliği, ritm bozukluğu ve ani ölüme giden değişken bir seyir gösterir. Klinik belirtilerden birkaç gün önce genellikle solunum yolu veya gastrointestinal hastalık öyküsü vardır. Ateş, kas ağrısı, burun akıntısı, öksürük, ishal, kusma gibi belirtilerden birkaç gün sonra göğüs ağrısı, çarpıntı, hızlı ve zor nefes alıp verme, çabuk yorulma, halsizlik, iştahsızlık, terleme ve bayılma gibi spesifik olmayan semptomlar görülebilir. Başvuru ve yatış sürecinde hastaların %45’inde ritm bozuklukları görülebilir. Fizik muayenede solunum sistemi bulguları, hızlı nefes alıp verme, iç çekme, göğüs kaslarında çekilme, taşikardi, uyku hali, karaciğer büyümesi, üfürüm veya gallop ritmi, hipotansiyon, solukluk, vücutta ödem ve morarma görülebilir. Tanı için kan tetkikleri ile birlikte kalp enzimleri (CK-MB, Troponin, BNP) elektrokardiyografi (EKG), göğüs grafisi, ekokardiyografi (EKO), kardiyak MR ve gerekirse kalp biyopsisi yapılır. Miyokardit tanısı alan tüm çocuklarda solunum-kalp fonksiyonları yönünden monitörize edilmeli ve bu nedenle mümkünse çocuk yoğun bakım servisinde takip edilmelidir. Çünkü başlangıçta kardiyak fonksiyonlar normal olsa bile hemodinamik durumj aniden bozulabilir. Başlangıç destek tedavisi oksijen, sıvı ve nutrisyonel destek içerir. Belirgin bir spesifik tedavi yoktur. Semptomlara yönelik tedavi verilebilir. Bazı hastalara intravenöz inotropik destek, mekanik ventilasyon,ekstrakorporal membran oksijenasyonu (ECMO)ve ventriküler yardımcı cihaz (VAD) ile mekanik dolaşım desteği verilir. Akut dönemde iyileşme olmayan hastalar son dönem dilate kardiyomiyopatiye ilerleyebilir ve kalp nakli gerekebilir. Miyokarditli hastaların prognozu değişkendir. Yenidoğanlarda mortalite yaklaşık %75 iken bebek ve çocuklarda bu oran %10-25 arasında değişmektedir. Hastaların yaklaşık %50 sinde ventrikül fonksiyonları tamamen iyileşmektedir.
Doç. Dr. Önder Doksöz Çocuk Kardiyoloji Uzmanı